© Haber282 - 2020

‘Edirne’de, Osmanlı’dan günümüze su yapıları’ konferansı verildi

‘Edirne’de, Osmanlı’dan günümüze su yapıları’ konferansı verildi

EDİRNE,(DHA)-TRAKYA Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen Edirne Konferansları ikinci serisinin sekizinci oturumunda ‘Edirne’de Osmanlı’dan günümüze su yapıları’ konuşuldu.

Edirne tarihi ve kültürüne ışık tutmak amacıyla Trakya Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından organize edilen Edirne Konferanslarının son konuğu Neriman Köylüoğlu oldu. Merkez Müdürü Doç. Dr. Nurten Çetin moderatörlüğünde Merkez Kütüphane Recep Zogo Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak katılan Neriman Köylüoğlu, ‘Edirne’de Osmanlı’dan günümüze su yapıları’ üzerine bilgiler verdi.

Konferansta açılış konuşması yapan Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Nurten Çetin, bu güne kadar gerçekleştirilen konferanslar hakkında kısa bilgiler verdikten sonra şehrin büyümesi ve nüfusun artmasıyla birlikte su ihtiyacının arttığına değinerek, “Bildiğiniz üzere Edirne, Bursa’nın oğlu, İstanbul’un babası olarak niteleniyor. Avrupa’dan Türkiye’ye gelen herkese hoş geldiniz diyen bir şehir. Şehre baktığımız zaman bir anıtlar şehri olarak karşımıza çıkıyor. Hepimizin bildiği gibi sarayları, kasırları, camileri, kervansarayları, çarşıları ile Edirne canlı bir kültür merkezidir. Bunun yanı sıra Arda, Meriç ve Tunca nehirleri ile çevrilidir şehir. Ve bu nehirler şehrin su ihtiyacını karşılamaktaydı. Şehrin nüfusunun büyümesi ve artmasıyla su ihtiyacının karşılanması için su yapılarının önem kazandığını görmekteyiz. Özellikle de başlangıçta şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan bu yapılar daha sonraki dönem içerisinde şehri süsleyen önemli ve gösterişli yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kent içerisinde havuzlar, çeşmeler, sebiller, şadırvanlar kentsel mimari içerisinde önem kazanmıştır” dedi.
Edirne’de su ihtiyacının karşılandığı Arda, Meriç ve Tunca nehirleri hakkında bilgiler vererek konuşmasına başlayan Neriman Köylüoğlu, Edirne’de Roma ve Bizans dönemine ait olan su yapılarının günümüze erişemediğini söyledi. Osmanlı döneminde Edirne’ye yakın köylerden su getirildiğini ifade eden Köylüoğlu, “Osmanlı döneminde Sultan I. Murad’dan itibaren Edirne’ye yakın köylerden sular getirilirdi. Şehir, Çelebi Mehmed ve II. Murad dönemlerinde de gittikçe büyümüş, hayır eserleri ile süslenmiştir. Bugün bile o dönemden kalan 28 eser vardır. Fatih ve Bayezid dönemlerinde yapılan pek çok köprü, çeşme, sebil gibi su ile ilgili eserler günümüze gelmiştir. Bu eserlere Tunca Nehri kenarında kuyulara dolaplarla su çekilerek verilmiştir. Su çekme işlemi içinde dolaplarda atlardan faydalanılmıştır. II. Bayezid döneminde Tunca Nehri kenarında II. Bayezid Külliyesi’nin solunda yer alan değirmen ve kendi dönen dolap vardır. Nehrin akıntı gücü ile bu dolapların döndüğünü, bu atlara ve dolaplara vakfiyeden ödenek konduğu bilinmektedir” diye konuştu.

Edirne’de bulunan su kaynakları ve bulundukları konumlar üzerine bilgiler veren Köylüoğlu, “Taşlı Müsellim Köyü civarında, Hıdır Ağa Köyü yakınlarında, Kartalcağı deresinden getirilen ve Pravadi ve Ortakçı suları şehre su sağlayan önemli kaynaklardandır. Taşlı Müsellim yolu, Kanuni döneminde Haseki Sultan adına yapılan ve ‘Haseki Suyu’ denilen sistem, Edirne’nin su ihtiyacını kaynakların ilavesiyle karşılamaya yetmiştir. Bu suyun çıkış noktası Edirne’nin 45 km uzaklığındaki Taşlı Müsellim Köyü’dür. Yol boyunca değişik kaynak ve pınarlarla desteklenerek gelir. Edirne’nin en yüksek rakımlı noktası olan Buçuktepe’ye ulaştırılan su buradan da Edirne mahallelerine, yani çeşmelere dağıtılır” ifadelerini kullandı.

Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Ahmet Hamdi Zafer, akademisyenler, öğrenciler ve tarih severlerin ilgi gösterdiği konferans, hediye takdimi ve hatıra fotoğrafının çekimi ile sona erdi.(DHA)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER