Onlar Çözüm Makamındalar Mazeret Üretme Makamında Değil
Saadet Partisi Çorlu İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen basın toplantısına Tekirdağ İl Başkan Yardımcısı Murat Vakitçi, Çorlu İlçe Başkanı Aytuğ Aslan, Gençlik Kolu Başkanı Oktay Çalışkan ve basın mensupları katıldı.
Saadet Partisi Tekirdağ İl Başkan Yardımcısı Murat Vakitçi yaptığı konuşmada şu ifadeler yer verdi; "30 Ekim tarihinde olağan kongremiz Ankara Atatürk Spor Salonu'nda büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. On binlerce teşkilat mensubumuzun akın ettiği kongrede cennet mekân Erbakan Hocamızın vefatından sonra Genel Başkanlık görevini yürüten Prof. Dr. Mustafa Kamalak bu kutlu görevi Temel Karamollaoğlu Bey'e devretti. Milli Nizam Partisini, Milli Selamet Partisini, Refah Partisini, Fazilet Partisini, Saadet Partimizi kurarken hangi ruh ve heyecana sahipsek, bugün de aynı coşku ve heyecanla bu kutlu hedefe yürüyoruz. Çünkü bizler ezelden ebede devam eden bir yolun yolcularıyız. Yeryüzünde tek bir mazlum kalmayana dek devam edecek bir mücadelenin mensuplarıyız.
Prof. Dr. Mustafa Kamalak Bey bugünden sonra da bir ağabeyimiz, bir kardeşimiz olarak bizlerle omuz omuza yürümeye devam edeceğini söylemiştir. Hep söylediğim gibi 'Bizler bu davaya koltuk ile değil yürek ile bağlıyız' ifadelerini kullanmıştır. Hocamızın dediği gibi 'Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım' diyerek görevi Temel Karamollaoğlu Bey'e teslim etmiştir.
4 kez partimiz kapatılmasına rağmen halen yürüyoruz
“Hiçbir zaman tereddüt etmeden 4 kez partimizin kapatılmasına rağmen inandığımız yolda yürüyoruz. Biz niye bu davayı yürütüyoruz? Biz Allah rızası için bu çalışmayı yürütüyoruz. Dünya menfaatleri için bunu yapmıyoruz. Mazlumların yanında olduğumuzu, bütün gücümüzle çalışacağımızı, her yolda gayret göstereceğimizi dünyaya ilan ediyoruz. Bu yolda bizden ayrılan kardeşlerimiz de oldu ancak bizler bu yolda ilerliyoruz. Adil bir dünyanın kurulmasıyla çalışıyoruz. Hak hakim kılınmadan adalet tesis edilemez. Bunun tarifini doğru yapmamız icabet eder. Biz hiçbir zaman tereddüt etmeden yürüyoruz.”
Ekonomi obezite olmuştur
"Şu anda dünya insanlarının karşılaştığı en büyük hastalıklardan birisi obezitedir. İnsanlar yiyor, şişiyor ama gücü de azalıyor, ayakta duramıyor. Şimdi bizim de ekonomimiz obeziteye benziyor. Rakamların büyümesi, ekonomik değerlerin artması Türkiye'nin güçlenmesi anlamına gelmiyor. Şu anda Türkiye'de kalkınıyoruz diye ne yapılıyor? Otoyollar, havaalanları, tüp geçitler. Bunların hepsi güzel şeyler. O yolu kendi ürettiğimiz iş makineleri ile yapmalıydık. O yolun üzerinden giden arabaları biz üretmeliydik. Dünyanın en gelişmiş uçakları Amerika'dan alacağız. Bir uçak kaç 98 milyon dolarmış. Tüccar mantığı. Gavurdan aldığımız silah ile kendimizi savunamayız. THY'yi geliştiriyoruz ama parası onların cebine giriyor.
Onlar çözüm makamındalar, mazeret üretme makamında değil.
Vatandaşımız faiz batağında debelenmektedir. Gençlerimiz, uyuşturucu, alkol, ve gayri ahlaki bir yöneliş içindedir. Görsel basınımızdan maalesef toplum yapımızı zedeleyen yayınlar yapmaktadır. Tarımda ise topraklarımız zehirleniyor. Kaliteli tarım arazileri sanayiye açılarak ziyan ediliyor. Sanayileşme belli noktalara toplanarak yaygın bir kalkınma olmadığı için göç yaşanmaktadır. İnsanımız doğduğu topraklarda doyamamaktadır. İktidar da maalesef diyorum saydığım bu sorunları aynen bizim gibi telaffuz ediyor. Niye maalesef diyorum. Çünkü onlar çözüm makamındalar, mazeret üretme makamında değil.
İsrail anlaşmasına razı gösteremeyiz
"İsrail ile yapılan anlaşmayı içimize sindiremedik. Ortadoğu'daki bütün planlar siyonizm menşelidir. Biz buna rıza gösteremeyiz. İsrail'in karşısında ayakta durabilecek tek güç odağı Türkiye'dir. Bunu hiçbir zaman unutmamanız icabet eder. Dünyadaki bütün sistem İsrail'in korunması üzerine tavır belirliyor. Hiçbir zaman İsrail zulmü ne BM'de ne de Avrupa’da açıkca kınanamamıştır.
İsrail'le anlaşmayı doğru bulmuyoruz. Abluka devam ediyor. Bu anlaşma ile İsrail'in hunharca katlettiği şehit vatandaşlarımızın ailelerinin hukuki olarak haklarını almalarının önünü kesmiş olduk. Bu olmaz."
Hem iktidara hem muhalefete çağrı
"Bizim kucaklaşmaya ihtiyacımız var. Ülkeye dışarıdan bir tehdit gelmesi halinde yapılacak ilk iş, iktidarın ve muhalefetin kucaklaşmasıdır.
Herkes yanlış yapabilir, iktidarın yanlışları da olabilir. Onları hırpalayarak değil doğru bildiğimiz noktaya ikaz ederek çekmemiz lazım. Muhalefetin de hırçınlaşmaması lazım. Onlarda da yanlış olur, yanlış olmasa, farklılıklar olmasa zaten siyasi partiler olmaz. O halde onların da sükunet içerisinde ama kararlılıkla elbette doğru bildiklerinin üzerinde durmaları gerekir.
Şu anda Türkiye her yönden kıskaca alınmak isteniyor. Terör çok açık, net, dış destekli. Bu az değil, 30 küsur senedir devam ediyor. Türkiye direndi ama şimdi bu canımızı iyice yakacak bir tarzda şehirlere kadar indi. Ekonomik yönden sıkıntıya doğru itiliyoruz. Aynı zamanda da dost olmamız gereken ülkelerle, çeşitli bahanelerle aramıza bir şeyler sokularak kavga etmeye başladık. Bunlardan, bu atmosferden de kurtulmamız gerekir."
Saadet Partisi olarak ne iktidar ne de muhalefete husumet beslemeyiz.
"Türk siyasi hayatına bu sözlerimizle bir mesaj vermek isteriz. Kimseye karşı bir husumetimiz yok. İktidardaki parti müntesipleri ile biz yıllarca beraber siyaset yaptık, bizim kardeşlerimiz ama yanlış bildiğimizi söyleriz, hakaret ederek onları küçük düşürmek için değil.
Muhalefetle de biz geçmişte yeri geldi çekişmenin içerisine girdik, yeri geldi hükümetlerde koalisyon kurduk, seçim ittifakları yaptık. Bugün onlara da tavsiyem, evet Türkiye'de bugün birtakım yanlışlar var ama bunların suhuletle çözülmesi yoluna gidilmesi daha isabetli olur.”
Düzenlenen kahvaltılı basın toplantısı Saadet Partisi Tekirdağ İl Başkan Yardımcısı Murat Vakitçi’nin basın mensuplarının sorularını cevaplamasının ardından son buldu.