282 üst
Tekirdağ
DOLAR32.4408
EURO34.7512
ALTIN2438.9
Handan VAR

Handan VAR

Mail: [email protected]

AKIL YORMAK

Ve işte 1 Mayıs. Eskiden İşçi Bayramı olarak kutlanırdı. Daha sonra adını değiştirdiler. Şimdilerde “Emek ve Dayanışma Günü” oldu. Bu da anlamlı. Ama içinizden bugüne nasıl geldik, neyin mücadelesidir aslında diye merak edenler olabilir. Ben o konulara hiç girmeyeceğim. Merak edenlere de bakınız Google diyeceğim.

İşçi deyince kadın işçi, erkek işçi, tam zamanlı, yarı zamanlı, mevsimlik…  böyle uzayıp gidiyor. Ben “tam zamanlı fikir işçisi”yim. Peki ne demek fikir işçisi? Gazetecilik ya da benzeri alanlarda olduğu gibi, kol gücü yerine düşünce gücünü kullanarak çalışan işçi. Yani akıl yormak.

1 Mayıs İşçi Bayramı dendiğinde herkesin aklına bedenini, el becerisini ya da kol gücünü kullanarak alın teri döken çalışanlar geliyor çoğunlukla. Oysa biz de varız.

Bilgilerimle fikirlerimi yoğurup ortaya bir eser çıkartmaya çalışıyorum. Kimsenin görmediğini bulmak, söylemediği ya da söyleyemediğini söylemek, topluma bir mesaj vermek, farklıyı ortaya koymak ya da farkındalığı arttırmak. İşimiz kolay değil. Uzaktan bakınca kolay gibi gözüküyor.  Tam da herkesin istediği masa başı iş. Otur ve yaz. Bunun bir birikimi, alt yapısı olduğuna dikkat edilmez.  Siz de rast gelmişsinizdir. Bilgisi olmadan fikri olanlar da var. Bir zamanlar çok kullanılıyordu. Ağzı olan konuşuyor diye. Konuyla ilgisi olmayan, bilir bilmez herkesin söyleyecek sözü var anlamında. Kullanılan söz tam da konumuza uygun bir söz.

Sayısal zekam hiç yoktur benim. Sözelciyim. Kelimelerle oynamayı severim rakamlarla hiç işim olmaz. O nedenle daha liseyi bitirdiğimde gazeteciliği seçmiştim. Yapabileceğim tek meslek buydu. Okulu çok severek okudum. Fikir işçisi olmak bilinçli bir seçim oldu benim için.

Ancak okulu bitirdikten uzun yıllar sonra mesleğimi yapma şansım oldu. Bu konu beni çok mutlu ediyor. O nedenle bu yazımda fikir işçilerinin sıkıntılarını, sorunlarını dile getirmek işini daha sonraya erteliyorum. Amacım fikir işçilerinin varlığını anımsatmaktı bugün için.

Hikayeyi bilirsiniz “Bir geminin makinası bozulmuş, hiç kimse tamir edememiş. İşinde 40 yıllık tecrübesi olan bir usta getirmişler. Usta, makineyi tepeden tırnağa dikkatlice kontrol etmiş. Biraz bakındıktan sonra alet çantasından küçük bir çekiç çıkarmış. Yavaşça bir yere vurmuş. Bir anda makine çalışmaya başlamış. Makine tamir olmuş! Bir hafta sonra geminin sahiplerine bu tamirle ilgili 10bin dolarlık fatura gelmiş. Gemi sahibi şaşırmış. “Nerdeyse hiçbir şey yapmadı” demiş.  Faturayı detaylandırmasını istemiş. Cevap basit olmuş: Çekiç 2 dolar. Nereye vuracağını bilmek 9.998 dolar.

Tecrübeye, bilgiye, emeğe saygı duymak gerek.

Tüm emekçilerin “Emek ve Dayanışma Günü”nü kutlamak istiyorum. Güzel şeyler konuşalım, güzel şeyler yaşayalım.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar