“Siyasetçinin karısı dul, parası puldur” sözünü ilk aktif siyasete başladığımda duymuştum. Ve ne kadar doğru olduğunu da görmüştüm. Erkek siyasetçiler için söylenmiş bir sözdü. Kadın siyasetçiler içinse söz yoktu. Yani bu mecrada da kadının adı yoktu diye düşündüm.
Seçim süreci başladı. Bir koşuşturma, bir telaş ve daha çok da heyecan. Aday adayları tanıtımı, açıklamaları, tüm ilçeleri ve ili ziyaret. Temayüller, yoklamalar, mülakatlar, yüz yüze görüşmeler. Ankara genel merkezi de boş bırakmamak gerek. STK’larla dirsek teması. Kahvaltılar, çaylar, iftarlar. Zaman kısa yapılacaklar çok.
Bu seçimde biraz değişiklik oldu sanki.
Algıda seçicilik yapıyorum belki ama gerçekten de kadın adaylar daha görünür. Hatta onlar kadınca bir hassasiyetle özene bezene yapıyorlar çalışmalarını. Açıkçası bu çok da hoş oluyor. Değişik bir hava getiriyor siyasete. Kadın eli değmesi güzellik, estetik katıyor olaya. Bazı kadınları ya arkadaş olarak ya komşu olarak ya da sadece simaen bir şekilde tanıyıp biliyorum. İlk kez duyup tanımadıklarım da var. Bildiklerim çalışkan, dürüst, azimli, hırslı, becerikli ve en önemlisi yürekli hanımlar. Bence erkeklerin fazlaca olduğu bir arenada onlarla mücadeleye girip listelerde yer edinmek cesaret işi. Tanıdığım tanımadığım bütün kadınlar için bu kriter geçerli, hepsi yürekli kadınlar. Takdire şayan bir özellik. Çünkü işleri zor.
Dedim ya bu seçimde kadınlar “biz de varız” diyorlar. Sosyal rolleri gereği işleri zor. Bir yandan rutin hayat, akışında devam ediyor. Kimisi eş, kimisi anne, kimisi ailenin tek kız çocuğu, belki ablası… Bu rollerin gereğini yerine getirmek zorundalar. Yani yemek yapılacak, ev işleri, temizlik, çamaşır vs. Beklentiler var. Öte yandan siyasetin gereği de yapılmalı.
Erkek adaylar daha dikkatli, daha deneyimli. İşin gereğini yapıyorlar sadece. Yine de onlarda da hareket fazlaca oluyor. Şansları da çok. Örneğin sekiz milletvekilliğinden sadece biri kadın. Geri kalan yedisi erkeklere ayrılmış durumda.
Bir yandan da herkes kulislere kulak kesiliyor. Size kulis bilgisi kadar değerli deneyimimden söz etmek isterim. Siyasette kurallar biraz farklı işliyor. Yani çok söylenir bilirsiniz rahmetli Demirel ‘in dediği gibi siyasette 24 saat çok uzun bir zaman. Siyasete ilk başladığım yıllarda ben de milletvekili aday adayı oldum. O yıllarda kadın aday adayı sayısı azdı. 3-4 hanımız o kadar. Her aşamayı yaşadım ve geçtim. Son gün son dakikalara geldik. Kalbim yerinden çıkacak hatta dakikalar geçmek bilmiyor. Listedeki isimler açıklanıyor. Birinci sıra tamam bildik isim, ikinci sıra tamam kulislerden duyduğum isim. Üçüncü sıra hiç duymadığım, ortada gözükmeyen. Hiç bir aşamada olmayan bir kadın ismi. Ben şok! Şoku atlattıktan epey bir sonra dedim ki; Olsun denedim olmadı. Hiç önemli değil yine de birinci sıra adayı benmişim gibi çalışacağım. Yaptım da. Çok çalıştım.
Özetle şunu demek isterim; seçim sürecinde çok çalışan kadınlar, isminizi listede göremezseniz sakın üzülmeyin, küsmeyin. Siyasi partiler kanunu değişmediği sürece listeler böyle büyük süprizlere gebe.
Her partiden milletvekilliği adaylığı yolculuğuna çıkan herkesin yolu açık olsun.
Hepimize hayırlı olsun.
Facebook Yorum
Yorum Yazın