282 baskı
Tekirdağ
DOLAR32.2053
EURO35.1156
ALTIN2500.6

Kıbrıs gazisi, kurduğu atölyede Selimiye Camisi’nin minyatürünü yapıyor

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Kıbrıs gazisi, kurduğu atölyede Selimiye Camisi’nin minyatürünü yapıyor
Abone ol
Kıbrıs gazisi, kurduğu atölyede Selimiye Camisi’nin minyatürünü yapıyor

Ali Can ZERAY - Olgay GÜLER / EDİRNE, (DHA)- EDİRNE’de yaşayan Kıbrıs gazisi Negi Demir (70), kurduğu atölyede Mimar Sinan’ın ’Ustalık eserim’ dediği Selimiye Camisi’nin minyatür maketlerini yapıyor. Selimiye Camisi’ne hayran olduğunu söyleyen Demir, ”Yaptığım eserlerin ilk önce fotoğraflarını çekiyorum her açıdan, ondan sonra yapmaya başlıyorum. Mesela Selimiye’de de öyle oldu. Ölçeği küçülterek minyatürünü yapmaya başlıyorum. Ölçülere özellikle çok dikkat etmeye çalışıyorum. Camından kubbesine, penceresine her şey ölçüyle yapılıyor” dedi.
Edirne’de eşiyle birlikte yaşayan 2 çocuk babası Kıbrıs gazisi ve TIR sürücüsü Negi Demir, emekli olduktan sonra çocukluk hayali olan mimarlık aşkını canlı tutabilmek için ahşaptan minyatür eserler yapmaya başladı. Özellikle, mimarisine hayran olduğu Selimiye Camisi’nin minyatürünü yapmaya başlayan Demir, bu süreçte seri üretime geçti. Yaşadığı apartmanın bodrum katında 2 yıl önce kendisine atölye kuran Demir, ilk Selimiye Camisi denemesini 6 ayda bitirebildi. Yapımına başladığı bir Selimiye Camisi minyatürünü artık 3 ayda tamamlayabildiğini ifade eden Demir, mimarlığın çocukluk hayali olduğunu söyledi.  
’DAHA GENİŞ İMKANLARIM OLSA DAHA İYİSİNİ YAPARIM’ 
Hobisinin ilkokul yıllarına dayandığını dile getiren Demir, ”Bu hobi ilkokul zamanlarımdan beri vardı ama zamanım çok olmadığı için değerlendirememiştim. Hayat mücadelesinden dolayı buna sıra gelmedi. Mimar olmak istiyordum ama ne yazık ki olmadı. Fıtratımızda varmış ki emekli olduktan sonra yine bu hobime yöneldim ve tekrar başladım. Selimiye Camisi beni hep büyülemiştir. Bundan dolayı hep Selimiye Camisi’nin minyatürünü yapıyorum. Elimdeki imkanlarla en fazla bu kadar oluyor. Daha geniş imkanlarım olsa daha iyisini de yaparım. Ama asıl amacım Osmanlı kültürü ve o dönemki mimariyi bu şekilde yaşatmak. Mevlana nasıl Konya ile anılıyorsa, Sinan da Edirne’de bu eseriyle anılıyor. Ben de bunu maket yaparak yaşatmaya çalışıyorum” dedi. 
’ÖNCE FOTOĞRAFINI ÇEKİP, SONA MİNYATÜRÜNÜ YAPIYORUM’ 
Kullandığı malzemelerin tamamının ahşaptan oluştuğunu ifade eden Demir, ”Malzemelerin hepsi ahşap. Katır tırnağı, dış budak, meşe, zaman zaman da çam kullanıyorum. İlk eserim 6 ay sürdü, onu 2 sene önce yapmıştım. Artık 3 ayda bir eseri bitiriyorum. Ara sıra eski Osmanlı evleri de yapıyorum. Eski oyuncaklardan fırıldak yapıyorum, o da tamamen ahşaptan. Yaptığım eserlerin ilk önce fotoğraflarını çekiyorum her açıdan, ondan sonra yapmaya başlıyorum. Mesela Selimiye’de de öyle oldu. Ölçeği küçülterek minyatürünü yapmaya başlıyorum. Ölçülere özellikle çok dikkat etmeye çalışıyorum. Camından kubbesine, penceresine her şey ölçüyle yapılıyor. İmkanlarım daha geniş olsa daha güzellerini de yaparım” diye konuştu. 
’SELİMİYE DÜNYADAKİ MİMARİ ESERLER ARASINDA EN GÜZELİ’
Selimiye Camisi’nin dünyadaki en güzel mimari eserlerden birisi olduğunu söyleyen Demir, ”Esas amacım bunu seri imalata döndürüp Edirne’yi tanıtıp, Selimiye’yi daha fazla geleceğe aktarmak. Bence Selimiye dünyadaki mimari eserler arasında en güzeli. Edirne’de olması ise bizim için büyük bir şans. Bu nedenle bir ara kurs da verdim. Meraklılarına yaptığım teknikleri gösterdim. Elimden geldiğince geniş kitlelere yaymaya çalışıyorum. Verdiğim kursta Edirne’nin bütün eserlerini yaptık. Köprüleri, köşklerini, camilerini yaptık. Onları çoğaltıp ’Edirne’miz bu’ diyebilmeliyiz. Beni en çok zorlayan eser tabii ki Selimiye Camisi oluyor çünkü çok orijinal bir yapı. Kaç boyutlu olduğu belli değil. Bunun içerisine girdikçe, üzerinde çalıştıkça anlıyorsun” ifadelerini kullandı.
’ELİMDEN TUTAN OLSAYDI FARKLI BİR KONUMDA OLABİLİRDİM’ 
Mimarlığın çocukluk hayali olduğunu kaydeden Demir, ”Çocukluğumda bir çok hayalim vardı, onlardan birisi de mimar olmaktı. Elimizden tutan olsaydı şu an farklı bir konumda olabilirdim, mimar olabilirdim. Şimdi bu minyatür eserlerle kendimizi teselli ediyoruz. Ben yine de mutluyum. Boş vakitlerimi bunlarla geçiriyorum. Elimden tutulsaydı o gün, bu işle ilgili eğitim alabilseydim çok farklı yerde olabilirdim. Hiç elimden tutan olmadı, bu kendi tasarımım. Bir şeridim, bir mengenem var, ufak bir tornam var, onlarla bunu yapıyorum” ifadelerini kullandı. 
’ÇOCUKLUKTAN YATKINLIĞI VARDI’ 
Negi Demir’in eşi Müberra Demir de (70) eşiyle gurur duyduğunu söyledi. Demir, ”Eşimi ilkokuldan beri tanıyorum. O dönemlerde çok çalışkan bir öğrenciydi. O dönemlerde hep el işine yatkınlığı vardı. Yere bile resim çizip bir şeyler yapardı. Ahşap malzemeleri kesip biçer araba yapardı, içine oturup oynardı. Çok başarılı buluyorum kendisini. Elinden tutulsaydı mimar olurdu ve en iyisi olurdu” dedi.(DHA)


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Şarköy’de ’taraftar çeşmesi’ sarı-kırmızı renklere boyandıÖnceki Haber

Şarköy’de ’taraftar çeşmesi’ sarı-kırmız...

Sokak düğününü sonlandırmaya giden polis ekiplerine saldırdılarSonraki Haber

Sokak düğününü sonlandırmaya giden polis...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar